8 Aralık 2013 Pazar

yağmur bir şehri recmettikten çok sonra

bir keşiş elinde hesap makinesi
alnında ter içinde telâş
heybesinden damlarken taş
mevzuatlar dedi, mevzuatlar
hayata fâni oluyor bir mezarlıkta
keşiş bir taş aldı ağzına çiğnedi
annesi ona tanımadığın kelimelerle konuşma dedi
susarak denedi denenmemiş ne varsa
heybesinde azığı, azığı sırtında
kendisini öperken gördüm onu keşiş dağında
geçtim çemenin toprağı öptüğü yerden
geçtim hükmü verilmiş çenelerden
geçtim çamura bulanmış gecelerden
geçer akçe geçmez zaman burada
mesela ben -bir sabahın yakınıyım.
yılda bir şehre iner biriktirdiğim kelimelerle
ağır yaralar alırım bir rüyaya
gidip de dönmeyenlerden
tam olarak burada ayrılırım
renkleri saymaya çalışıyorlar
hesap makinesi ellerinde
ve ne duysalar anlamaya çalışıyorlar
buzdolaplarının alt gözü meyve veriyor
rabbim bu ne büyük bir mucize
anlattıkça leke alıyor hâl
bu aslında bir tümdengidim
ve giderken de yine bir ah ile
bu alemi mihrim'ah ettim
dilin lal olsun tellal
dilin lal olsun tellal
dilim lal olsun tellal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder